Geçenler de Stratejik Pazarlama ve Rekabet Analizi dersinde yapmış olduğum sunumu sizlerle de paylaşmak istedim. Rekabet analizi yaparken nelere dikkat etmeliyiz ve nelerden yararlanmalıyız? Bu tarz soru ve cevaplarınıza umarım sunumumda ulaşabilirsiniz.
1 Haziran 2014 Pazar
27 Aralık 2013 Cuma
Neden Marka Olamıyoruz?
Ülkemizin özellikle değer yaratma açısından en önemli sorunlarından bir tanesi markalaşma faaliyetlerinin genel bir anlayış hâline dönüşmemesidir. Bunun önemli nedenlerinden biriyse ülkemizdeki işletmelerin marka olmayı ve markalaşmayı, patent alma ve logo oluşturmadan ibaret olduğunu düşünmeleridir. Ancak markalaşmak sadece patent alma ve logo oluşturmadan ibaret değildir.Eğer bir markanız olacaksa markanızın içini dolduracak ögeler ciddiyetle ele alınmalı ve bu konuda ilerlemek için bir yol haritanız olmalıdır.
Ülkemizde marka yaratmayı başarabilmiş işletme yok mu? Tabii ki var; ancak yurt dışına açılabilmiş ve yurt dışında Türkiye markasını yaşatabilen markaların sayısı gerçekten çok az. Global ölçekte olabilecek markaları saymanızı istesem, birçoğumuzun aklına ilk geleni sanırım Türk Hava Yolları olacaktır. Türk Hava Yolları da buraya gelmek için ciddi çaba gösterdi; ancak yine de marka değeri açısından yeteri kadar büyüdükleri söylenemez. Hâlâ dünyanın en değerli 100 markası arasında bir Türk markası bulunmuyor.
Markalaşma konusundaki önemli engellerden biri de ülkemizdeki işletmelerin %96’sını küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yani KOBİ’lerin oluşturması. KOBİ’lerin birçoğunun vizyon, misyon ve geleceğe dair organik büyüme stratejileri olmadan yönetilmesi kısa sürede birbirinin aynısı ve gerçekten değer yaratmak açısından hiç de farklılaşmayan işletmeler ortaya çıkarmıştır. Jack Trout’un “Farklılaş Ya Da Öl!” dediği bir dünyada birilerinin kopyası olmak, sizi öldürecek kadar ciddi bir hatadır. Zaten bu hata nedeniyle de bir sürü küresel markanın üretimlerinin Türkiye’de yapılmasına ve markalaşma faaliyetlerine zaman ve para ayrılmadığı için üzerinde “Made in Turkey” yazmasına rağmen katma değerin keyfini Zara, Bershka, Pull and Bear gibi markalar sürüyor.
İşte bu farklılaşmayı getirebilecek en önemli adımlarından birisi inovasyondur. Birçok yerel pazara baktığınızda, sektörleri incelediğinizde Amerikan menşeli markaların genel bir üstünlüğünü görürüz. Mesela içecek sektörüne baktığınızda Coca-Cola ve Pepsi, fast food zinciri olarak Mc Donald’s ve Burger King, bilişim sektöründeyse Apple ve Microsoft gibi firmaları görüyoruz. Dünyadaki büyük ilaç firmaları da hem piyasa hem de marka değerlerini inovasyona, yani ARGE faaliyetlerine ayırdıkları sermayeye borçlular. İnovasyon o kadar önemli bir şey ki, bazı firmalar yıllık cirolarının %10′unu doğrudan inovasyon yaratmak için bir sonraki yıla bütçe olarak aktarıyor. Ancak inovasyon ile farklılaşabileceklerini ve yine ancak bu şekilde hayatta kalabileceklerini biliyorlar. Bu da onlara farklılaşma ve rekabeti çeşitlendirme olanağı sunuyor. Bu yüzden her yıl Boston Consulting Group tarafından hazırlanan inovatif şirketlerin sıralamasında ilk sıralarda yer alan 3 Amerikan markası olan Apple, Google, Microsoft markalarının yer alması tesadüf olarak nitelendirmemek gerekir.
Markalaşmak ülke ekonomisi için de hayati önem arz etmektedir. Çünkü kendinizi ortaya net bir biçimde ortaya koyabilmeniz sizin katma değer yaratabilmenize, bu da ülke ekonomisine ihracat artışı olarak katkıda bulunabilmenize yardımcı oluyor. Tek etmen elbette markalaşma değil; ancak Güney Kore ile ülkemizin karşılaştırılması bu husustaki atılımların anlamlı görünmesine yardımcı olacaktır. 1960’lı yıllarda Güney Kore’ de kişi başına düşen milli gelir 80 ABD Doları düzeyindeyken, ülkemizde kişi başına düşen milli gelir ise 380 ABD Doları düzeyindeydi. Günümüze kabaca baktığımızdaysa dünya çapında bilinen markalara sahip olmuş olan Güney Kore’nin (Samsung, LG ve KIA bu markalara örnek teşkil eder), GSMH’si 1.129 Milyar ABD Doları, ülkemizdeyse yaklaşık 1.114 Milyar Dolar. İhracatta 466 Milyar ABD Doları seviyesine ulaşmış olan Güney Kore’nin seviyesine ise biz 2023 yılında ancak ulaşabilmeyi öngörüyoruz.
Peki nasıl markalaşabiliriz?
Araştırma-Geliştirme faaliyetlerine önem verip, farklılaşmış, benzersiz ve yeni ürünler geliştirmek için planlar oluşturmalıyız.
-Hem işletme içinden, hem işletme dışından gelen fikirlere önem vermeliyiz. Çünkü günümüzde dünyaca bilinen markaların çoğuna baktığınızda daha önce kimsenin aklına gelmeyen ya da yapılabilir bulmadığı fikirler, yıllar sonra bu markaları oluşturan yenilikçi ürün ve hizmetler olarak karşımıza çıkmıştır.
-Marka inşası ve iletişimi stratejilerini belirleyip, bunlara göre aksiyon planlarını oluşturmalıyız.
-İşletme yönetme mantığımızı günü birlik veya günü kurtarma fikri yerine kısa, orta ve uzun vadede şekillenecek olan zamana yaymalıyız. Markalaşma kısa vadede olabilecek bir şey değildir.
-İşletmelerimizin ilk amacı kâr elde etmek değil, müşteriyi kazanmak olmalıdır.
-Müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini, onlar fark edememiş bile olsa fark etmemiz ve ihtiyaçlarına uygun değerler yaratmamız gerekmektedir. Çünkü pazarlama farkında olunsun ya da olunmasın, ihtiyaçların tatminine yönelik değer üretimidir. Satış ise var olan ihtiyacı karşılar; bu hâliyle de talebi tüketir.Bugün Dünya çapında bilinen markalara baktığınızda müşterilerini iyi incelediğini, müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerini müşterilerden daha iyi incelediklerini görüyoruz.
-Eğer gerçekten global anlamda marka olmak istiyorsak, sadece iç pazarda olan faaliyetlerimiz yanında dış pazar faaliyetlerine de odaklanmamız gerekmektedir. Küresel olarak üretimi ve tüketimi mümkün olan ürünlerde dünya çapında rekabet fason üretimle değil, ne olduğunu bilen ve anlatabilen üretim ve yönetim metotlarıyla mümkün olabilir.
-Marka bilinirliğini ve farkındalığını arttırmanın yollarını bulup ve kullanmalıyız.
-Pazar araştırma şirketlerinin yayınladığı ve tüketicilerin eğilimlerini gösteren trend analizlerini dikkate almalı, müşterinin ve hedef kitlenizin nabzını sürekli tutmalısınız.
-Hem işletme içinden, hem işletme dışından gelen fikirlere önem vermeliyiz. Çünkü günümüzde dünyaca bilinen markaların çoğuna baktığınızda daha önce kimsenin aklına gelmeyen ya da yapılabilir bulmadığı fikirler, yıllar sonra bu markaları oluşturan yenilikçi ürün ve hizmetler olarak karşımıza çıkmıştır.
-Marka inşası ve iletişimi stratejilerini belirleyip, bunlara göre aksiyon planlarını oluşturmalıyız.
-İşletme yönetme mantığımızı günü birlik veya günü kurtarma fikri yerine kısa, orta ve uzun vadede şekillenecek olan zamana yaymalıyız. Markalaşma kısa vadede olabilecek bir şey değildir.
-İşletmelerimizin ilk amacı kâr elde etmek değil, müşteriyi kazanmak olmalıdır.
-Müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini, onlar fark edememiş bile olsa fark etmemiz ve ihtiyaçlarına uygun değerler yaratmamız gerekmektedir. Çünkü pazarlama farkında olunsun ya da olunmasın, ihtiyaçların tatminine yönelik değer üretimidir. Satış ise var olan ihtiyacı karşılar; bu hâliyle de talebi tüketir.Bugün Dünya çapında bilinen markalara baktığınızda müşterilerini iyi incelediğini, müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerini müşterilerden daha iyi incelediklerini görüyoruz.
-Eğer gerçekten global anlamda marka olmak istiyorsak, sadece iç pazarda olan faaliyetlerimiz yanında dış pazar faaliyetlerine de odaklanmamız gerekmektedir. Küresel olarak üretimi ve tüketimi mümkün olan ürünlerde dünya çapında rekabet fason üretimle değil, ne olduğunu bilen ve anlatabilen üretim ve yönetim metotlarıyla mümkün olabilir.
-Marka bilinirliğini ve farkındalığını arttırmanın yollarını bulup ve kullanmalıyız.
-Pazar araştırma şirketlerinin yayınladığı ve tüketicilerin eğilimlerini gösteren trend analizlerini dikkate almalı, müşterinin ve hedef kitlenizin nabzını sürekli tutmalısınız.
Unutmamanız gereken en önemli şeyse markalaşmanın kısa vadede sonuç verecek bir süreç olmadığıdır. Markalaşmak veya marka olabilmek için sabır göstermemiz gerek ve bunun yanında kararlaştırmış olduğumuz stratejilerimizi doğru ve emin adımlarla ilerleyerek, hedeflerimize odaklanmamız bir şekilde uygulamamız çok büyük önem taşıyor.
Bu şekilde gerçekten olmak istediğimiz yerde olmamız mümkün olabilir diye düşünüyorum.
Etiketler:
marka,
marka fikirleri,
marka iletişimi,
marka stratejileri,
markalaşma,
pazarlama
7 Kasım 2013 Perşembe
Marka Hikâyeleri
Markalar,
internet ve dijital dünyanın gelişmesiyle beraber kendilerini ve kampanyalarını
anlatmak için kendilerinin oluşturdukları hikaye anlatımını kullanmaya
başladılar. İyi bir anlatımla yazılmış bir hikaye , insanları her zaman
etkiler. Markalar da bunun farkına vararak, insanlar üzerinde etkilerini
arttırmak ve daha fazla oluşturmak için hikaye anlatımına başvurdular.
İyi bir marka
hikayesi oluşturmak için;
· Hikayelerde anlatımından kullanılan en önemli
faktör kahramanlardır. İyi bir marka hikayesi oluşturabilmek iyi bir marka
kahramanına ihtiyacınız vardır. Kahramanın yanı sıra yer ve zaman kavramları da
hikayeyi anlatırken önemlidir.
·
Marka hikayenizin giriş, gelişme ve sonuç
bölümleri olmalıdır.
· Marka hikayesi oluştururken, marka ve tüketici
arasında duygusal bir bağ oluşturmayı hedeflemelidir.
·
Markanız için oluşturacağınız hikayeler,
markanızla birebir tutarlı olmalıdır.
· Markanızın hikayesini hedef kitlenize
anlatırken, canlı ve yaşanmış gibi anlatılmasına önem verin.
· Hedef kitlenize hikayenizi anlatırken,
gerçekleri konuşun ve bunun markanızın imajıyla ve kimliğiyle örtüşmesini
sağlayın.
·
Marka hikayenizi anlatmanın yanı sıra
hikayenizin elinizden geldiği kadar görselleştirin. Çünkü tüketiciler
görselleri daha kolay hatırlarlar.
· Markanızın hikayesini internet üzerinden
yayınlamaya başladıktan sonra, hedef kitlenizle etkileşimde bulunup, yeni
hikayelerinizin geliştirilmesine yardımcı olun.
·
Marka hikayenize isim verdikten sonra, hikayeyi
hashtag kullaranak, sosyal medya üzerinden kampanyalar yaratın.
Marka Hikayelerini Kullanan Markalar
Coco Channel
Coco Channel markasının yapmış
olduğu videoyu izlediğinizde bir markanın kahramanını göreceksiniz ve markanın
kahramanın hayatının özellikleri ile beraber markayla olan ilişkisini
göstermekte. Aynı zamanda bir markanın nasıl kurulduğuna şahit olacaksınız. Ve
bir videoyu internete yüklediğinizde 6 milyondan fazla kişinin izlediğini
düşünün. Bu 6 milyondan fazla kişiyi etkilemek demek aynı zamanda çünkü
anlatılan hikaye gerçekten ilgi çekici ve çok iyi bağlantılarla kurulmuş.
Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri için bence fazla söze gerek yok
Apple
Apple markası ‘’Our Signature’’
videosunda yaşamdan örnekler vererek, ürünlerinin yaşamımızda yerlerini
anlatıyor. Bütün ürünlerinin yaşamımızda yerlerini gösterip, onlarla nasıl
bağımız olduğunu anlatıyor. Çok kısa ama açık ve net.
Jack Daniel’s
Jack Daniel’s markası ‘Legend’
kampanyası ile kendisini Rock&Roll müzik tarzının tarihiyle birleştirerek
konserlerden görüntüler, bilet taslakları v.b. gibi örneklerle kendini
anlatıyor.
Unutmadan ‘Gerçekler anlatır,
hikayeler satar’
Not: Bu yazı aynı zamanda BrandTalks sitesinde de yayınlanmıştır.
Not: Bu yazı aynı zamanda BrandTalks sitesinde de yayınlanmıştır.
Etiketler:
hikaye,
marka,
marka değeri,
marka hikayeleri,
marka iletişimi
1 Eylül 2013 Pazar
Markalar ve Subliminal Mesaj
Tüketici davranışlarının marka logolarının oluşmasında
pazarlama açısından etkisi önemli bir rol oynar. Pazarlamacılar ve reklamcılar
, tüketicileri etkilemek için sürekli yaratıcı ve farklı yolları araştırarak,
buldukları stratejilerden faydalanırlar. Çünkü günümüz dünyasında tüketiciler
markalarla her dakika ve her yerde etkileşim içerisindedirler.
Markaların dünyasında sübliminal mesajlar, tüketicileri
çekmek, zihinlerinde yer edinmek ve duygularına hitap etmek için önemli bir rol
oynarlar. Aynı zamanda kullanılan subliminal mesajlar, markaya ve ürüne olan
bağlılığı arttırmak için iyi bir strateji olabilir.
Sübliminal mesaj konsepti ilk olarak, 1957 yılında Amerika
Birleşik Devletleri’nin New Jersey eyaletinde bir tiyatro oyununda, ‘’Coca-Cola
iç, patlamış mısır ye’’ mesajıyla tüketicilere patlamış mısır ve kola
tüketimini arttırmak için yapılıyor. Sonuç mu? Kola satışında %58, patlamış
mısır satışında %18’ lik bir artış meydana getiriyor.
Sübliminal mesajlar, tüketicinin
farkında olmadan tüketicilere birşeyler yaptırma isteği veya düşündürme isteği
yaratırlar.
Tüketiciler çoğu zaman satınalma kararlarını farkında
olmadan markaya dayalı olarak yaparlar. Subliminal mesajlar, markaların hem
estetik açıdan, hem de fonksiyonel açıdan marka değerini zenginleştirip, derin
anlamlar katar.
Markalar
için etkili bir subliminal mesaj;
-Markanın kimliliğiyle
bütünleşmesi ve aşina olması,
-Sade ve basit bir şekilde
anlatması,
-Tüketicinin mesaja maruz kalma
sıklığı,
-Hedef kitlenin demografik olarak
tanınması ve bilinmesi,
-Tüketicinin bireysel ruh hali,
-Mesajın görsel veya işitsel
olarak seçimine karar verilmesinin bir araya gelip, bütünleşmesiyle
gerçekleşir.
Örnek Kullanımlar
Amazon
Amazon.com, ilk kurulmuş en büyük internet
alışveriş sitesidir. Adını Amazon Nehri'nden
alır. Jeff Bezos
tarafından 1994 yılında
Amerika'nın Seattle
şehrinde kurulan Amazon.com, işe önce kitap satarak başlayan bir elektronik ticaret
öncüsüdür. Bugün Amazon'da, DVD, muzik CD’si, bilgisayar yazılımı, bilgisayar oyunu, elektronik eşya, aksesuar, mobilya gibi
farkı türden mallar satılmaktadır.
Amazon logosuna baktığınızda oldukça sıradan gözükebilir
ama sarı ok yörüngesine baktığınızda Amazon markasının size gönderdi mesaj ‘’A’
dan Z’ ye birçok şeyi Amazon sitesinde bulabilirsiniz ve sarı ok satın
aldığınız ürünlerden kaldığınız memnuiyeti gösterir.
Baskin Robbins
Baskin-Robbins
uluslararası bir dondurma zinciridir. 30'u aşkın ülkede franchise'ı
bulunmaktadır. 5800 şubeden 2800'ü Amerika Birleşik Devletleri'nde
bulunmaktadır. 1953 yılında kayınbiraderler olan Burt Baskin ve Irvine
Robbins'in iki ayrı dondurmacısının birleşmesiyle kuruldu. Baskin-Robbins
logosunun B ve R harflerinin arasında olan pembe harfleriyle yazılmış yere
baktığınızda 31 rakamını göreceksiniz. 31 rakamı bu markanın ürettiği 31 çeşit
dondurmasını temsil eder.
Facebook
Places
Facebook Places, sosyal ağ sitesi olan Facebook üzerinden
yer bildirimi yapılan bir uygulamasıdır. Logosuna dikkatlice baktığınızda 4
rakamını görebilirsiniz. Facebook 4 rakamını işaret etmesi, diğer bir yer
bildirim uygulaması olan Foursquare karşı yaptığı hareket anlamını
taşımaktadır.
Toblerone
Toblerone, İsviçre’ de Theodor
Tobler tarafından 1908 yılında kurulan bir çikolata markasıdır. Toblerone markasının
logosuna dikkatlice baktığınızda
Mattherhon Dağının içerisinde gizlenmiş ayı resmini görürsünüz. Bu aynı
zamanda bu çikolata markasının nerden geldiğini göstermektedir. Çünkü Toblerone çikolatasının içinde aynı
zamanda benzersiz sütlü çikolata yanında, koz helvası, badem ve bal
içermektedir.
FedEx
FedEx
Corporation, eskiden Federal Express, isimli
kuruluş dünya çapında hava-kara transfer ve lojistik hizmeti sunan bir Amerikan
şirketidir. Dünyanın en saygın şirket grupları arasında yer almaktadır. 1971
yılında Federal Express adı altında Frederick W. Smith
tarafından Little Rock (Arkansas)´da
kurulup, 1973´de Memphis (Tennessee)´ye
taşınmıştır. FedEx logosuna baktığınızda, düz bir şekilde yazılmış harfleri
görürsünüz., ancak turuncu
hafrlerle yazılmış ‘’E’’ ve ‘’X’’
harflerine dikkatlice baktığınızda saga doğru yönlendirilmiş bir ok şeklini
görürsünüz. Bu ok, aynı zamanda markanın ürünlerinizi hızlı bir şekilde gönderme ve teslimatın
doğru yere yapıldığını tanımlar.
LG
LG
Grup, Güney Koreli
büyük bir şirketler topluluğu olup, elektronik,
cep telefonu
ve petrokimyanın
da dahil olduğu birçok alanda faaliyet göstermektedir. LG, Koo ailesi
tarafından yönetilen bir aile şirketidir.
LG markasının logosuna dikkatlice baktığınızda sloganı olan ‘’Life is
good’’ yani ‘’Hayat güzeldir’’ sloganın harflerinden oluşan subliminal slogan
oluşturduğunu farkedersiniz.
Nike
Nike, ABD merkezli, dünyanın önde gelen spor ayakkabı, spor giysi
ve spor akesuarları tasarımcısı ve pazarlayıcısı şirket ve bu ürünlerde
kullanılan markadır. Adını Yunan mitolojisindeki zafer tanrıçası Nike'tan
alır. Nike ‘’Just do it’’ sloganıyla anlam olarak birçok kişisel deneyim ve
kültürel farklılıklara bağlı olarak tüketiciyle
subliminal slogan yoluyla etkileşim kurmaktadır.
Etiketler:
amazan,
amazon,
facebook,
fedex,
logo,
marka,
marka araştırma,
marka iletişimi,
nike,
pazarlama iletişimi,
subliminal mesaj,
toblerone